Peter Brown’un sevilen kitabı Vahşi RobotEjderhanı Nasıl Eğitirsin ve Crood’lar filmlerinin yönetmeni Chris Sanders tarafından beyaz perdeye uyarlandı. Sanders’ın hem senaryosunu yazdığı hem de yönettiği animasyon filmi, sadece çocukların keyifle izleyeceği bir yapım değil; aynı zamanda ebeveynlerin de kendi anne babalıklarına ayna tutabilecekleri bir hikâye.

Rozzum Unit 7134, namıdiğer Roz, evler için tasarlanmış bir asistan robottur. Ancak bilinmeyen bir nedenle kendisini ıssız bir adada bulur. Nerede olduğunu anlamaya çalışırken, hayvanların hareketlerle ifade biçimini gözlemleyerek onlarla iletişim kurmayı öğrenir. Hayvanların ortak bir dili, farklı aksanlarla konuştuğunu fark eder. Bu süreçte, kendisini savunmaya çalışırken yanlışlıkla bir kaz yuvasına zarar verir. Yuvadan geriye kalan tek sağlam yumurtayı, içinden ne çıkacağını bilmeden, gözü gibi korur. Başta Tilki Fink olmak üzere her türlü tehlikeye karşı minik kazın koruyucusu olur. Çünkü Roz, yardım etmek üzere nazikçe programlanmıştır.

Yavru kaz, yumurtasını çatlatıp dünyaya geldiğinde, karşısında gördüğü bu tuhaf robottan önce korkar, ardından onun annesi olduğunu sanır. Roz ise yeni anne olmuş bir kadın gibi ne yapacağını bilemez. “Ben bunun için programlanmadım. Ne yapacağımı bilmiyorum.” der ve yakınır. Yedi çocuk sahibi arkadaşı Opossum, ona şu cevabı verir: “Merak etme, hiçbirimiz biliyor değiliz.”

Bu robota bir şeyler oluyor

Roz, önce bebeği için bir yuva inşa eder, ardından ona bir isim verir: Brightbill. Annelik sürecinin teknik kısmı, yani bebeğin fiziksel ihtiyaçlarını karşılama görevi, arkadaşları tarafından Roz’a öğretilir. Brightbill için yemek yemeyi, yüzmeyi ve uçmayı öğrenmek, bu süreçteki en önemli adımlardır. Roz, görev bilincinin gerektirdiği gibi bunları yılmadan ve dikkatle öğretir. Brightbill, bazen deneme yanılma yöntemiyle, bazen riskli deneyimlerle, bazen de özel hocaların rehberliğinde büyür. Roz, yavrusunun diğer kazlar gibi sonbahar geldiğinde sıcak diyarlara göç edebilmesi için gerekli bütün eğitimi almasını sağlamaya kararlıdır.

Ancak Roz’da bir şeyler değişmektedir. Yavrusunu koruma ve büyütme çabası, yalnızca programlamasının bir parçası olmaktan çıkar ve duygu dediğimiz şeyler devreye girer. Roz, yabancısı olduğu bu hisleri tanımlayamaz, ancak onların güçlü etkilerini hisseder. Mantıkla açıklanamayan bu yeni annelik içgüdüsü, ona korku ve gurur gibi çelişkili duygular yaşatır. Yavrusunu cesaretlendirirken olası bir tehlike için endişelenmesi, bu zıt duyguların en somut örneklerinden biridir. Roz da diğer bütün anneler gibi hayatta kalmanın ötesinde, varoluşun anlamını keşfeder. Ya da daha doğru bir ifadeyle, programında zaten var olan ama henüz ortaya çıkmamış güçlerini ve kabiliyetlerini fark eder.

Şimdi ne yapacağım?

Brightbill büyüyüp kaz sürüsüyle göç hazırlığına başladığında, Roz’un içine karışık duygular hâkim olur. Yavrusunu zamanında ve doğru bir şekilde yetiştirmiş olmanın gururu, kendisine ihtiyaç duyulmayacak bir döneme girmenin ve yalnız kalmanın getirdiği endişeyle harmanlanır. Bu duygu, Brightbill göç için kanat çırptığında, Roz’un gözlerini gökyüzüne dikip yavrusunu uğurladığı an, en belirgin hâlini alır.

Brightbill’in yokluğu, Roz’u boşluğa sürükler. Bu, hayatını tamamen yavrusuna adamış ve başka hiçbir şeye zaman ayıramamış bir annenin hissedebileceği türden bir boşluktur. Başta depresif bir ruh hâline girse de kısa süre sonra etrafında Brightbill dışında yardım edebileceği başka canlılar olduğunu fark eder. Roz, ormandaki hayvanların bir zamanlar Brightbill için yaptıkları yuvada fırtınadan korunmalarını sağlar ve onların gözünde bir kahramana dönüşür. Brightbill’in yuvaya dönüşünü sabırla bekler.

Annelik deneyimi

Vahşi Robot, anneliğin yalnızca bir canlıyı koruyup büyütmekten ibaret olmadığını, aynı zamanda onu çok sevmek ve elinden gelenin en iyisini yapmak olduğunu vurgular. Teorik olarak tarif edilemeyecek kadar doğal, başkasıyla kıyaslanamayacak kadar özel bir süreç olduğunu hatırlatır. “Anne şöyle olmalı, böyle yapmalı…” gibi kalıpların ötesine geçerek, yüreğimizden gelen sese kulak verdiğimizde kendi benzersiz annelik kodlarımızı keşfedebileceğimizi vurgular.

Film, çocuğumuzun fiziksel olduğu kadar duygusal ihtiyaçlarına da dikkat çekerek, ebeveynliğin iki yönlü bir öğrenme süreci olduğunu anlatır. Annelerin de bu süreçte “emeklediğini” ve şefkate, cesaretlendirilmeye ihtiyaç duyduğunu hissettirir. Abartılı güzellemeler ya da kusursuzluk iddiaları olmaksızın, tüm eksikleri ve hatalarıyla güzel bir anne olmanın değerini vurgular. Ebeveynlik deneyimini anlamak ve bu yolculuğu yaşayan bir annenin hissettiklerini yakından gözlemlemek isteyen herkes için önerilir.

A Robotic Love Story

Peter Brown’s beloved book The Wild Robot has been adapted for the big screen by Chris Sanders, the director of How to Train Your Dragon and The Croods. The animated film, both written and directed by Sanders, is not just an entertaining piece for children, but also a story in which parents may find a mirror reflecting their own experiences of parenthood.

Rozzum Unit 7134, or simply Roz, is a home assistant robot. However, for unknown reasons, she finds herself on a deserted island. As she tries to understand where she is, she begins observing the animals’ use of body language and learns to communicate with them. She realizes that while animals share a common language, they speak it with different accents. During this process, she accidentally damages a goose nest while trying to defend herself. Not knowing what will come out of it, she protects the last remaining egg with great care. She becomes its guardian against all dangers—especially the cunning fox Fink—because Roz has been gently programmed to help.

When the gosling hatches from the egg and sees this strange robot for the first time, it is initially afraid, then assumes Roz is its mother. Roz, like a new mother, is completely lost. “I wasn’t programmed for this. I don’t know what to do,” she laments. Her friend, a possum who has seven children, reassures her: “Don’t worry—none of us really do.”

Something is happening to this robot

Roz builds a nest for the baby, then gives him a name: Brightbill. Her animal friends teach her how to meet her child’s basic physical needs—the technical side of motherhood. Learning to eat, swim, and fly becomes a major part of Brightbill’s journey. As a duty-bound robot, Roz patiently and carefully teaches him these skills. Brightbill grows through trial and error, risky adventures, and guided mentorship. Roz is determined to make sure he learns everything he needs to migrate south when autumn comes—just like the other geese.

But something is changing in Roz. Her effort to protect and raise her child gradually shifts from mere programming to the realm of emotions. She cannot define these unfamiliar feelings, but she senses their powerful impact. This newfound maternal instinct, which defies logic, brings with it conflicting emotions like fear and pride. Encouraging her child while worrying about potential dangers becomes one of the clearest expressions of this inner conflict. Like all mothers, Roz discovers that there’s more to life than survival—she begins to explore the meaning of existence. Or, to put it more accurately, she begins to recognize the abilities and strengths already written into her programming but yet to be awakened.

What do I do now?

As Brightbill matures and begins preparing to migrate with the flock, Roz is flooded with mixed emotions. She feels proud to have raised him well and on time, but also anxious about entering a phase where she is no longer needed—and possibly left alone. These emotions come to a peak when Brightbill flaps his wings for the journey, and Roz looks to the sky to bid him farewell.

Brightbill’s absence leaves Roz in a void—a kind of emptiness felt by mothers who’ve devoted themselves entirely to their children without leaving room for anything else. Initially falling into a depressive state, she soon realizes there are other creatures around her who need her help. She shelters the forest animals in Brightbill’s old nest during a storm, and in doing so, becomes a hero in their eyes. Patiently, she awaits Brightbill’s return.

The experience of motherhood

The Wild Robot emphasizes that motherhood is not only about protecting and raising a living being—it’s also about loving them deeply and doing your very best. It reminds us that motherhood is a natural process that cannot be fully described in theory, and one that is too unique to compare with others. Going beyond rigid ideals like “A mother should be this or that,” the film suggests we can discover our own unique parenting code by listening to the voice within.

The film also highlights a child’s emotional needs, not just physical ones, and shows that parenting is a two-way learning experience. It makes clear that mothers, too, “crawl” through this journey, needing affection and encouragement along the way. Without exaggerated glorification or the claim of perfection, the story underlines the value of being a good mother—with all one’s flaws and imperfections.

It’s a heartfelt recommendation for anyone who wants to understand the parenting experience and see the world through the eyes of a mother on her journey.